_-_-_-_-_Deniz Evrenol Fan Sitesi_-_-_-_-_
Sitemize hoşgeldiniz! keyifli vakit geçirmeniz dileğiyle..
Üye değilseniz hemen ÜCRETSİZ KAYIT OLUN ..!!

_-_-_-_-_Deniz Evrenol Fan Sitesi_-_-_-_-_
Sitemize hoşgeldiniz! keyifli vakit geçirmeniz dileğiyle..
Üye değilseniz hemen ÜCRETSİZ KAYIT OLUN ..!!

_-_-_-_-_Deniz Evrenol Fan Sitesi_-_-_-_-_
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Esma-ül Hüsna

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Hasibe

Hasibe


Mesaj Sayısı : 87
Kayıt tarihi : 30/08/09
Yaş : 26
Nerden : YURT DISI

Esma-ül Hüsna Empty
MesajKonu: Esma-ül Hüsna   Esma-ül Hüsna Icon_minitimePaz Ağus. 30, 2009 6:55 pm



El- Esma-ul Husna Hadisi

Ebu Hüreyre(r.a.)'den rivayet edilen bir hadiste Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Gerçekten Allah'ın 99 ismi vardır-yüzden bir eksik- Kim onu sayarsa cen­nete girer.”

Bu kaynakların hepsi hadisi veriyor ancak 99 “el-Esma-i husnâ”yı saymıyor. Ancak, ilk çağlardan beri “el-Esma-ül-husnâ” sarihlerinin hemen hemen hepsi Tirmizi'nin rivayet ettiği hadisi şerhetmişlerdir. Beyheki (suab-ul'iman 1/59 faslûn fi marifetillah bölümünde), Tirmizi'nin rivayetini aynen almış, ravileri de aynı.

Süleymaniyekütüphanesi, pertevniyal 448'de kayıtlı, Hafız Kurtubi'nin “Şerhu esma-il-Husna” isimli el yazma eserinin 44. varakında, Süfyan b. Uyeyne'den naklen; Kur'an-Kerim'deki Esma-i-Hüsna'nm da 99 olduğunu haber veriyor ve o güzel isimleri ve de geçtiği sure­lerin isimlerini veriyor.

Bu eserimizde biz, Kur'an'da geçen “el-Esma-ül-husnâ”yıda, Tirmizi hadisinde geçenleri de verdik. Gördük ki, Kur'an'da geçipte Tirmizi hadisinde geçme­yen 21 esma-ül- hüsna var. Toplarsak 99+21-120 eder. Ayrıca efendimizin dualarında geçen güzel isimler varki, Kur'anda ve Tirmizi'nin rivayetinde geçiniyor.

Bütün bunlardan anlaşılıyorki, “ el-Esma-ül-Husnâ”nın” sayısı 99'dan fazladır. Efendimiz bize bir hadisinde 99 tanesini sayı vermiştir. Niçin 99 olduğu konusunda da Kurtubi'nin güzel bir yorumu var.

İsim, müsemmanın aynımıdır, gayrımıdır? konu­suna ve ihtilaflarına girmeyeceğim. Hicri 569'da vefat eden Siracü-d-din Ali b. Osman el-Uşi “Bed-ül-Emali” isimli manzum akaid kitabında; “Peygamber(s.a.v.)'in yolunda gidenlerin en hayırlısı olan ehlisünnete göre isim, müsemmanm gayrı değildir.” bunu bilelim, sonu gelmez ihtilaflı konuya girmeyelim.

Allahı(cc), Kur'an ve sünnetle bize bildirilen, “el-Esma-ül-Husnâ”nın dışında kalan isimlerle tanıtma veya zikretme tarafına gitmeyelim.

“Kim onu sayarsa cennete girer.” bölümü “Kim onu ezberlerse, kim onu korursa” diye de rivayet edilmiştir.

Peki iman etmeyen bir insan, ezberlese ve saysa cennete girer mi?

“Ekmek” demekle karın doymadığı gibi, Allah'a iman etmediği halde “Maşşallah, İnşallah” diyerek Allah'ın adını anan kişide Cennete giremez.

“el-Esma-üI Husnâ”yı öğrenecek, manasını anlaya­cak ve o manaya göre hareket edecek, yani Allah’ın(cc) Kur'an'da belirttiği “el-Esma-ü!-husnâ” ile özetlediği ahlakla ahlaklanırsa Cennete girer.

Rabbimiz, Kur'ana göre ahlaklanan, Rasulünü örnek alan ve Rabbin rızasını kazananlardan eylesin. Amin.

Sevdiklerimize bilgimizin, kültürümüzün, geleneğimi­zin, dilimizin geliştirdiği en güzel kelimelerle hitap ede­riz. “Sevgilim, canım, ciğerim, selvi boylum, ahu göz­lüm, sultanım...” vs. gibi kelimeler, kimliklerini de beraberlerinde taşırlar. Dil bilimi, bu, kelimelerin hangi çağ­lardan, hangi dağlardan veya hangi bağlardan akıp, hangi medeniyetlerden süzülerek geldiğini belirler.

Şair: “Güzelliğin neye yarar, şu bendeki göz olmasa” der. Göz görür, gönül sever, akıl da bu işe şaşar kalır. Gören gözü, seven gönülü, sevmeyi ve sevilenleri yara­tan ise Allah (c.c.) dır.

Kedinin gözünde bülbül, bir yudumluk ettir. Öküzün gözünde çiçek, bir çiğnemlik ottur. İnsanın gözünde ise; binlerce şiirin yazılmasına, binlerce resmin yapılmasına ilham kaynağıdır. İnsan ve kedi ikisi de göze sahiptir ama Allah'ımız bize ayrı bir göz, ayrı bir gönül vermiştir.

Sevgimizi ve sevdiklerimizi yaratan Allah'ımızı sevi­yoruz.

Peki, ama Allah'ımızı tanıyor muyuz?

Biz, tanıdıklarımızı duyma, görme, tatma, koklama, dokunma gibi beş duyumuz, hafızamız ve genlerimizdeki programa göre tanırız. Uzaktaki eşyayı gözümüz gör­mez. Sesini kulağımız işitmez. Duyu organlarımızın bir sınırı var. Hafızamızın sınırı da ana rahminden öne ge­çemez, kabirden öteye geçemez. Sınırlı olan, sınırsızı

kavrayamaz.

Şair İsmail Safa:

“İdraki uluhiyyetine var mıdır imkan

Aklın dahi mahiyyetini bilmiyor insan”

Aklın ne olduğunu kavrayamayan insan, bu akılla Allah'ın zatını kavramaya çalışıyor. Kavrayanıayinca en kolay yolu seçiyor ve inkara yöneliyor.

Dede Korkut:

“Yücelerden yücesin

Kimse bilmez nicesin

Görklü (güzel) Tanrı

Çok cahiller seni gökte arar, yerde ister.

Sen hod (kendi) mü’minlerin gönlündesin” der.

Rabbimiz: “Gözler onu idrak edemez kavrayamaz. O gözleri idrak eder. O her şeye nüfuz eden iyilik yapan ve her şeyden haberi olandır” buyurur.

Sevgi gönülde olur. Ancak gönüldeki sevgi görünmez. O görünmeyen sevgiyi, sevgiliye gönderirken yine görünmeyen elçilerle göndeririz. Kelimeler elçilerimizdir.

Mecnun: “Leyla, Leyla” diyerek sevgisini açığa çıka­rıyordu. Biz gönlümüzün tamamını Allah'a imanla süs­ledik. Dilimizi de O'nun güzel isimleriyle süsleydim. Böyle yaparken sevgimizi Mevla’mıza bildirmiyoruz. O zaten biliyor. Biz, Allah'ın güzel isimleriyle zikrederken, cümle aleme güzellikler saçarken, ağzımızı Allah'ımızın isimleriyle hem tatlandırıyor, hem de en güzel kelimelerle ağzımızı ayarlayarak kötü kelimelere yer vermiyoruz.

“Gül” deyince burnumuza güzel koku gelmez. “Bal” deyince ağzımız tatlanmaz. Gülü koklamak, balı tatmalıyız.

Mevlana: “Ey Hu, Hu” diyen ve “Hu” demeye ka­naat eden, “Hu” kadehinden içmeyince heva ve heves­ten nasıl kurtulursun?” diyor.

el-Esmâ-ül Husnâ=Allah'ın güzel isimleri, bizi Allah'a giitürürse, bizi benliğimizden sıyırır, kir ve pa­sımızı kazırsa, gülü koklar, balı tadarsak muradımıza er­miş oluruz.

Süleyman Çelebi:

“Bir kez Allah dese Aşk ile lisan

Dökülür cümle günah mislü hazan” derken,

Allah'ın isimlen aşk ile söylenirse; üzüntü, stres, ke­der, gam ve günahın döküleceğini söylüyor.

Dilinle “Allah, Allah, Allah” diyerek zikret. Kalbinle de Allah'ın yarattıklarını fikret, düşün. Fikirsiz zikirin, zikirsiz fıkirin faydası yoktur.

Şeyh-ül İslam Yahyaefendi:

“Bir alay olsa güzeller hep teveccüh yaredir

Halkı alem birbirine padişahı gösterir” diyor.

Yani, göz binlerce güzel görse de, gönül yare yönelir. Çünkü yaratılmışların her biri yaratanı gösterir. Bazılarının günde yüz defa “Batı, batı, batı,” diye zikret­tiği bu günlerde, biz de yüz bir defa “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah”diye zikredelim. Bakalım kim kaza­nacak?

Annenizi, babanızı, eşinizi, dostlarınızı seversiniz ve sevdiğinizi uygun, güzel bir kelime veya cümle ile ifade edersiniz. Bu sevgiyi ifade etme işi, yalnız karşı tarafa sevgimizi bildirme işi değildir. Kendi iç dünyamızda besleyip büyüttüğümüz sevginin dilimizde kelimeden çiçek­ler açması gibidir.

Gül ağacı, özünde taşıdığı çiçeğini bülbülüne sunamazsa kurur. Tepeden tırnağa kadar bütün hücreleri­mizde ve gönlümüzde taşıdığımız imanımızın zikir çiçe­ğini açtıramazsak, biz de çöl gibi kurak, ateist-gavur gibi çorak oluruz. Ot bitmeyen toprak, meyve verme­yen diken, toplumların kanını emen Siyonist, girdiği ülkelerde kan, gözyaşı, yangın, radyasyon, barut ko­kusu saçan kapitalist gibi oluruz.

Askerlik yaparken okuma yazma bilmeyen bazı arka­daşlarımın mektubunu ben okuyup yazıverirdim. Bir arkadaşımıza mektup eşinden gelirdi. İkinci mektup gelin­ceye kadar o mektubu, her gün bana okuturdu. Ben okur­dum; benim dilimden ancak kelimeler ve harfler çıkardı. Ancak onun içinden geçenleri ben anlayamazdım. Mektuptaki “Osman'ım” sözcüğü bana göre yedi harfli bir sözcüktür. Gel onu bir de Osman'a sor. O “Osman'ım” sözcüğündeki...im eki neler ifade ediyor. Osman, eşinin kendisini sevdiğini biliyordu. Ama tekrar tekrar “Osman'ım” kelimesini duymak istiyordu.

Bizim içimizi dışımızı bilen Allah'ımız: “Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikredin” buyurur. [7]Peki ama nasıl zikredeceğiz?

Şair:

“Kaddı yâra kimi arar dedi, kimisi elif cümlenin maksudu hir amma, rivayet muhtelif di­yor.

Yani sevgilinin boyunu kimileri servi ağacına ben­zetti, kimileri Elif harfine benzetti. Hepsinin sevdiği ve anlattığı aynı ama kelimeleri ayrı!

Kelimelerimizin gücü bizim kültürümüzle orantılıdır. “Gözüyün çapağını yiyeyim” diyerek sevgisini anlat­maya çalışan biri, bir başkasını kusturabilir. Birisi; “Minik kuşum” derken, yılan yetiştiricisi de “Yılanım” diyebilir.

Onun için Rabbimiz: “Size öğrettiği gibi Allah'ı zik­redin” buyurmuş. “En güzel isimler Allah'a aittir. O isimlerle Allah'a dua ediniz” buyurur.

Rabbimiz, Kur'an-ı Kerim'inde güzel isimlerinden 99 kadarını bize bildirmiş. Peygamber Efendimiz de dualarında Rabbinin isimleri ile dua etmiş. El-Esma-ül Hüsna hadisinde bize 99 tanesini öğretivermiş. Kur'an ve sün­netin öğrettiklerinin dışına çıkarsak çok iyi niyetlerle biz de yanılabiliriz. Allah (cc): “Allah'ın isimlerinde sapıtanları bırakınız” buyurur.

“Allah üçtür” diyen Hıristiyanlar, “Allah hiçtir” di­yen ateist-gavurlar, “Allah tabiattır” diyen eski dehriyyun, yeni natüralistler, Allah'ı tanımada kendi akıllarını esas alıp, Allaha sınır çizmişler ve o sınırın dışına çık­maya izin vermedikleri bir mahkum haline getirmeye ça­lışırken, bu dünyada kendileri gibi birilerine kul olmuşlar ahirette de Cehenneme mahkum olmuşlar.

Batıda, Allah'ı Kilise'ye hapis ettiklerini söyleyenler, İslam aleminde de Cami'ye hapsetmeye etmeye çalışıyorlar.

Ama siz, “Lâ ilahe” deki “Lâ” kılıcıyla onların putla­rını parçalıyor, denizin, leşi dışa attığı gibi kendini ilahlaştırmaya çalışan şahıs, kurum ve kuruluşları gönül de­nizinizden sürüp çıkarıyor ve “İllallah” kelime-i tayyibesiyle gönül denizini tertemiz berrak hale getiriyorsunuz.

“La ilahe illallah” derken birçok ilah var da onları reddetmiyorsunuz. Onlar zaten yoktu. Ancak kendini ilah zanneden “Allah'ın dediği değil, benim dediğim olur” diyen Firavunlaşmış insanlar var. Sen onlara “Delilik yapma, Allah'tan başka Yaratan, Yaşatan ve Yöneten yoktur” diyorsun. Haydin sizde günde yüz defa; “Lâ ilahe illallah” demeye başlayıverin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Hasibe

Hasibe


Mesaj Sayısı : 87
Kayıt tarihi : 30/08/09
Yaş : 26
Nerden : YURT DISI

Esma-ül Hüsna Empty
MesajKonu: Geri: Esma-ül Hüsna   Esma-ül Hüsna Icon_minitimePaz Ağus. 30, 2009 6:58 pm

ESMAUL-HUSNA ANLAMLARI

1-ALLAH Her şeyin gerçek mabudu

2-RAHMAN Dünyada bütün mahlukatı rızıklandıran

3-RAHİM Ahirette yalnız dostlarına rahmet edecek

4-MELİK Bütün mevcudatın gerçek sahibi ve hükümdarı

5-KUDDÜS C.C. Bütün mahlukatı maddi ve manevi kirlerden arındıran

6-SELAM Her türlü tehlikeden kullarını selamette kılan

7-MÜMİN Kalplerde iman nurunu yakan ve kullarına güven veren

8-MÜHEYMİN Bütün varlıkları ilim ve kontrolu altında tutan

9-AZİZ Sonsuz izzet sahibi olan

10-CEBBAR C.C. İstediğini zorla yaptıran

11-MÜTEKEBBİR Sonsuz büyüklük ve azamet sahibi

12-HALİK Her şeyi yoktan yaratan

13-BARİ Eşyayı ve herşeyin aza, cihazatını birbirine uygun yaratan

14-MUSAVVİR Her varlığa münasip şekil giydiren

15-GAFFAR C.C. Çok affeden

16-KAHHAR Her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden

17-VEHHAP Bol bol hediyeler veren

18-REZZAK Bütün rızka muhtaç olanları rızıklandıran

19-FETTAH Her şeyi hikmetle açan

20-ALİM C.C. Her şeyi hakkıyla bilen

21-KABİD İstediğinin maddi ve manevi rızkını daraltan

22-BASİT İstediğinin maddi ve manevi rızkını genişleten

23-RAFİD İstediği kulunu şeref sahibi iken rezil rüsvay eden

24-RAFİ Dilediklerinin mertebesini yükselten

25-MUİZZ C.C. İstediğine izzet veren ve şereflendiren

26-MÜZİLL İstediğini zelil kılan

27-SEMİ Gizli açık her sesi işiten

28-BASİR Her şeyi bütün incelikleriyle gören

29-HAKEM Hükmeden hakkı yerine getiren

30-ADL C.C. Tam adaletli, Allah adildir zalimleri sevmez

31-LATİF Lutfu keremi bol olan

32-HABİR Her şeyden haberdar olan

33-HALİM Yaratıklarına son derece yumuşak muamele eden

34-AZİM Kendisine büyük ümitler beslenen

35-GAFUR C.C. Kullarının günahlarını bağışlayan

36-ŞEKUR Rızası için yapılan işleri bol sevapla karşılayan

37-ALİYY Her şeyiyle yüce olan

38-KEBİR Varlığının kemaline hudut yoktur

39-HAFIZ Her şeyi muhafaza eden

40-MUKİT C.C. Her türlü mahlukata münasip rızık veren

41-HASİB Kullarının bütün fiillerinin hesabını gören

42-CELİL Yücelik ve ululuk sahibi

43-KERİM İyilik ve ikramı bol olan

44-RAKİB Bütün varlıklar üzerinde gözcü

45-MUCİB C.C. Kullarının dualarına cevap veren

46-VASİ İlim ve insanı her şeyi içine alan

47-HAKİM Her şeyi yerli yerinde yapan

48-VEDÜD İtaatkar kullarını çok seven

49-MECİD Azamet şeref ve hakimiyeti sonsuz

50-BAİS C.C. Peygamberler gönderen ve ölüleri dirilten

51-ŞEHİD Kullarının her yaptığını gören

52-HAKK Varlığı hiç değişmeden duran, daima sabit

53-VEKİL Kendine güvenen kullarının işini en iyi yoluna koyan

54-KAVİY Güç ve kuvveti sonsuz olan

55-METİN C.C. Hiçbirşey hükmünü sarsmayan ve kendisine güvenilen

56-VELİY Müminlerin dostu olan

57-HAMİD En çok övülen ve en çok övgüye layık olan

58-MUHSİ Her şeyin sayısını bir bir bilen

59-MÜBDİ Mahlukatı örneksiz ve yoktan yaratan

60-MÜİD C.C. Mahlukatı öldükten sonra yeniden dirilten

61-MUHYİ Canlılara hayat veren

62-MÜMİT Canlı bir mahlukun ölümünü yaratan

63-HAYY Gerçek hayat sahibi olan

64-KAYYUM Gökleri yeri ve bütün mahlukatı ayakta tutan

65-VACİD C.C. İstediğini bulan

66-MACİD Sonsuz şan ve yücelik sahibi

67-VAHİD İsimlerinde sıfatlarında ve fiillerinde ortağı olmayan

68-SAMED Her şey kendisine muhtaç, O kimseye muhtaç değil

69-KADİR Sonsuz kudret sahibi olan

70-MUKTEDİR C.C. Her şeye gücü yeten

71-MUKADDİM Dilediğini öne geçiren

72-MUAHHİR İstediğini arkaya bırakan

73-EVVEL Herşeyden önce olan

74-AHİR Herşeyden sonra olan

75-ZAHİR C.C. Varlığı apaçık görünen

76-BATIN Herşeyin iç yüzünden haberdar olan

77-VALİ Mahlukatın işlerini yoluna koyan

78-MÜTEALİ Ali, büyük

79-BERR Herkesten fazla iyilik yapan

80-TEVVAB C.C. Bütün tevbeleri kabul eden

81-MÜNTEKİN Suçluları müstehak oldukları cezaya çarptıran

82-AFÜVY Kullarını çok çok affeden

83-RAUF Kullarına çok şefkat edip esirgeyen

84-MALİKÜLMÜLK Hakiki mülk sahibi O dur. Dilediğine verir, dilediğinden alır

85-ZÜLCELALVELİKRAM Büyüklük, fazl ve kerem sahibi

86-MUKSİT Bütün işleri denk, birbirine uygun

87-CAMİ İstediğini istediği şekilde toplayan

88-GANİY Gerçek zenginlik sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayan

89-MUĞNİ Mahlukatının ihtiyacını giderip zengin kılan

90-MANİ C.C. İstediği şeyin meydana gelmesine engel olan

91-DARR Hikmeti gereği elem ve zarar verici şeyleri yaratan

92-NAFİ Faydalı şeyleri yaratan

93-NUR Alemleri, istediği simaları ve gönülleri

94-HADİ Kullarına hidayet veren

95-BEDİ C.C. Eser ve insanıyla varlığı apaçık görünen

96-BAKİ Varlığının sonu olmayan

97-VARİS Bütün mülk ve servetlerin hakiki sahibi

98-REŞİD Bütün işlerini ezeli hikmetine göre neticeye ulaştıran

99-SABUR C.C. Asileri hemen cezalandırmayıp çok sabreden

C.C.(Celle Celalühü)

Esma-ül Hüsna ESMAT

http://www.menzil.net/modules/Cards/images/SWF/esma.swf

http://rapidshare.com/files/143702114/esmaul_husna.exe.html
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir




Esma-ül Hüsna Empty
MesajKonu: Geri: Esma-ül Hüsna   Esma-ül Hüsna Icon_minitimeSalı Şub. 16, 2010 11:20 am

allah razı olsun canım paylaşımın çok faydalı ve yararlı ellerine sağlık
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Esma-ül Hüsna
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
_-_-_-_-_Deniz Evrenol Fan Sitesi_-_-_-_-_ :: EĞLENCE :: Diğer Başlıklar-
Buraya geçin: